41 Onun için, merhamet almış olduğumuza göre, bu hizmetimiz varken gevşemeyiz. 2 Ama kurnazlıkta yürümeyerek, ve de Allah'ın sözünü bozup değiştirmeyerek, ama gerçeğin açığa çıkmasıyla, Allah'ın önünde kendimizi her insanın vicdanına tavsi-ye ederek, utancın gizli şeylerini reddettik. 3 Ama eğer ki İncilimiz örtülüyse de, mahvolanlarda örtülüdür; 4 Allah'ın sureti olan Mesih'in yüceliğini yayan İncil'in parlaklığı onlara ışık yaymasın diye bu çağın ilâhı, iman etmeyenlerin fikirlerini körleştirdi. 5 Çünkü biz kendimizi değil, ama Mesih İsa'yı Rab ola-rak, kendimizi de İsa uğruna sizin kullarınız diye ilân edi-yoruz. 6 Çünkü, "Karanlıktan nur parlayacak" diyen Allah'tır; O ki, İsa Mesih'in yüzünde Allah'ın yüceliğinin bilgisi-nin nurunu yaymak için bizim yüreklerimizde parladı. 7 Ama bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz; öyle ki, kuvvetin aşırı büyüklüğü bizden değil, Allah'tan olsun; 8 Her yönden büyük sıkıntıdayız, ama darlıkta değiliz; şa-şırmışız, ama büsbütün ne yapacağını bilmez değiliz; 9 Kovalanıyoruz, ama terkedilmiş değiliz; yere devrilmi-şiz, ama mahvolmuş değiliz; 10 İsa'nın hayatı da bedenimizde belirsin diye, Rab İsa'nın ölümünü her zaman bedenimizde taşıyoruz. 11 Çünkü biz yaşayanlar, İsa uğruna her zaman ölüme tes-lim olunuyoruz; öyle ki, İsa'nın hayatı da bizim ölümlü bedenimizde° belirsin. 12 Şöyle ki ölüm bizde, ama hayat sizde işlemiş olur. 13 Ve, "İman ettim, onun için konuştum" diye yazılmış olduğuna göre, imanın aynı ruhuna sahip olarak biz de imanediyoruz; onun için biz de konuşuyoruz; 14 Rab İsa'yı dirilten, bizi de İsa aracılığıyla dirilteceğini ve bizi sizinle birlikte kendi önüne sunacağını biliyoruz. 15 Çünkü herşey sizin içindir; öyle ki, inayet birçoklarının aracılığıyla çoğalarak Allah'ın yüceliği için şükranın art-masına neden olsun. 16 Bu nedenle gevşemiyoruz; ama her ne kadar dış adamımız çöküyorsa da, iç adamımız günden güne yenileniyor. 17 Çünkü bir anlık sıkıntımızın hafifliği, bizim için sonsuz bir yüceliğin daha aşırı ağırlığını meydana getirir. 18 Biz görülen şeylere değil, ama görülmeyen şeylere ba-kıyoruz; çünkü görülen şeyler geçicidirler, ama görülme-yen şeyler sonsuzdurlar.
İncil — Bünyamin Candemir