71 Başrahip, "Doğru mu bu?" diye sordu. 2 Stefanos yanıtladı: "Kardeşler, büyükler, beni dinleyin! Yüceliğin Tanrısı atamız İbrahim'e daha o Harran'da yaşamadan önce, Mezopotamya'da göründü. 3 Tanrı kendisine, "'Yurdundan ve hısım akrabandan ayrıl, Benim sana göstereceğim yere doğrul" dedi. 4 "Bundan sonra o Kildaniler'in ülkesinden ayrılarak Harran'da yaşadı. Babasının ölümünden sonra Tanrı onu oradan kaldırıp bugün sizin yaşadığınız yere getirdi. 5 Ama kendisine burada miras olarak bir arşın yer bile vermedi. Oysa Tanrı orayı ona ve kendisinden sonra gelecek soyuna mal edeceğine söz vermişti. Ne var ki, İbrahim bu dönemde çocuksuzdu. 6 "Tanrı ona soyunun yabancı bir ülkede uyruksuz bir topluluk niteliğinde yaşayacağını, dört yüz yıl süreyle köle edileceğini ve baskı göreceğini bildirdi. 7 Tanrı, 'Onların kölelik ettiği ulusu ben yargılayacağım' dedi. 'Bundan sonra oradan çıkacaklar ve bana burada ruhsal hizmet sunacaklar.' 8 Bunun ardından Tanrı ona sünnet antlaşmasınıverdi. Sonra İbrahim İshak'a baba oldu ve sekizinci günde onu sünnet etti. İshak Yakup'a, Yakup da on iki ataya aynı kapsamda davrandı." 9 "Atalar Yusuf'u kıskanarak onu bir köle gibi Mısır ülkesine sattılar. Ama Tanrı Yusuf'la birlikteydi. 10 Onu tüm acılarından kurtardı ve Mısır'ın kralı olan Firavun'un karşısında kayrayla, bilgelikle donattı. Firavun onu Mısır ülkesine ve tüm krallık ailesine yönetici olarak atadı. 11 "Bu olaylardan sonra tüm Mısır'da ve Kenan bölgesinde kıtlık oldu, katlanılmaz acı başladı. Öyle ki, atalarımız yiyecek bulamaz oldu. 12 Yakup Mısır'da buğday bulunduğunu duyunca ilkin atalarımızı oraya gönderdi. 13 İkinci yolculuklarında Yusuf kendisini kardeşlerine belirgin etti. Böylece Firavun Yusuf'un soyunu anlamış oldu. 14 Yusuf haber salıp babası Yakup'la birlikte tüm hısım akrabasını çağırdı; yetmiş beş kişilik bir topluluk. 15 Yakup Mısır'a indi. Kendisi de atalarımız da orada öldü. 16 Daha sonra cesetleri Şekem'e götürülerek İbrahim'in para karşılığı Şekemli Hamor oğullarından satın almış olduğu mezara gömüldü." 17 "Tanrı'nın İbrahim'e vurguladığı vaadin dönemi yaklaştığında, Mısır'da halk gelişip çoğalmıştı. 18 Ülkede başka bir kral egemenliğini kurdu. Bu kralın Yusuf'tan haberi bile yoktu. 19 Soyumuza karşı sinsi bir siyaset güttü o. Atalarımıza karşı acımasızlıkla davrandı, çocuklarının kökünü kazımak amacıyla yavrularını kaldırıp atmaya zorunlu kıldı onları. 20 "Musa bu dönemde doğdu. Tanrı'nın önünde çok güzel bir çocuktu. Üç ay süreyle babasının evinde yetişti. 21 Kendisini kaldırıp attıklarında onu Firavun'un kızı aldı ve öz oğlu gibi yetiştirdi. 22 Musa Mısırlılar'ın bilgeliğine yaraşır bir eğitim gördü. Böylece gerek söz söylemek, gerekse iş görmekte güçlü birisi oldu." 23 "Musa kırk yaşını doldurunca gidip kardeşleri İsrailoğulları'nı görme düşüncesi içine doğdu. 24 Bunlardan birinin haksızlığa uğradığını görünce onu savunmaya kalktı; canı yananın öcünü aldı, Mısırlı'yı öldürdü. 25 Tanrı'nın onun eliyle kurtarma eyleminde bulunduğunu kardeşleri anlayacak sandı. Ama onlar bunu kavramadı. 26 Ertesi gün iki Yahudi'nin dövüştüğünü gördü. Kendilerini barışa çağırarak, 'Arkadaşlar' dedi. 'Siz kardeşsiniz. Niçin birbirinize haksızlıkla davranıyorsunuz?' 27 "Ama insan kardeşine haksızlıkta bulunan, Musa'yı bir yana iterek çıkıştı: 'Kim seni başımıza başkan ve yargıç atadı? 28 Yoksa, dün o Mısırlı'yı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?' 29 Musa bu sözler üzerine kaçtı ve Midyan bölgesinde uyruksuz bir insana dönüştü. Orada iki oğul babası oldu." 30 "Aradan kırk yıl geçince çölde, Sina Dağı yakınında bir çalılıkta Musa'ya alevin içinde bir melek göründü. 31 Musa bu görmeyle karşılaşınca şaşırıp kaldı. Daha yakından bakmak için yaklaşırken Rab'bin sesi duyuldu: 32 'Ben atalarının Tanrısı'yım; İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı.' Korkuyla dolan Musa dikkatini oraya doğrultamadı. 33 "Rab ona, 'Ayaklarındaki pabuçları çıkar' dedi. 'Çünkü durduğun yer kutsal topraktır. 34 Halkımın Mısır'da karşılaştığı acımasızlığı gördüm, ilgiyle onlara baktım. İniltilerini duydum, kendilerini kurtarmaya geldim. Kalk gel, seni Mısır'a göndereceğim.'" 35 "İşte bu Musa'yı, 'Kim seni başkan ve yargıç atadı?' diyerek yadsıdılar. Çalılıkta kendisine görünen meleğin desteğiyle aynı Musa'yı Tanrı başkan ve kurtarıcı olarak gönderdi. 36 Mısır ülkesinde ve Kızıl Deniz'de göz kamaştırıcı eylemler ve belirtiler yaparak halkı oradan o çıkardı. Kırk yıl boyunca çölde bu eylemleri sürdürdü. 37 "Bu Musa'dır İsrailoğulları'na konuşan: 'Tanrı tıpkı beni yükselttiği gibi, Kendi kardeşleriniz arasından Size bir peygamber yükseltecek.' 38 "Çölde toplananlar arasında beliren insandır bu. Sina Dağı'nda kendisiyle konuşan melekle ve atalarımızla bir arada olan.. Bizlere iletmek üzere dipdiri tanrısal sözleri ağırlayandır o. 39 Atalarımız onun sözünü dinlemek istemedi. Tam tersine, kendisini bir yana ittiler ve yüreklerinde Mısır'a geri döndüler. 40 Harun'a, 'Bizleri yöneltecek ilahlar yap' dediler. 'Çünkü bizi Mısır ülkesinden çıkaran Musa'ya ne oldu bilmiyoruz.' 41 "O günlerde danaya benzer yalancı bir tanrı yaptılar ve ona sunu sundular. Ellerinin yaptığı işlerle kıvanca geldiler. 42 Tanrı onları bıraktı, kendilerini göklerin yıldızlarına hizmet etme düşüklüğüne koyverdi. Peygamberler kitabında yazılı olduğu gibi: "'Ey İsrail soyu! Çölde kırk yıl boyunca Bana kurbanlar ve sunular mı getirdiniz? 43 Siz Moloh'unçadırını, İlah Refan'ınyıldızını, Tapınmak amacıyla yaptığınız benzetileri taşıdınız. Ben sizleri kaldırıp Babil'in ötesinde yaşatacağım.'" 44 "Çölde atalarımızın Tanıklık Çadırıvardı. Bu çadır Musa ile konuşanın verdiği yönerge uyarınca yapılıp Musa'nın gördüğü örneğe göre kurulmuştu. 45 Bir kuşak sonra gelen atalarımız Yeşuile birlikte uluslardan ülkeyi aldıklarında -Tanrı bu ulusları atalarımızın önünden kovdu- Tanıklık Çadırı'nı beraberlerinde getirdiler. Çadır Davut'un günlerine dek kaldı. 46 "Davut Tanrı'nın önünde kayra buldu ve Yakup'un Tanrısı'na bir barınak kurmak için izin istedi. 47 Ama Tanrı'ya evi Süleyman kurdu. 48 Ne var ki, Yüce Olan elle yapılmış evlerde yaşamaz. Tıpkı peygamberin dediği gibi: 49 "'Gök benim tahtımdır. Yeryüzü de ayaklarımın altında basamak. Siz benim için nasıl bir konut kuracaksınız diye buyuruyor Rab. 'Ya da, benim rahatımı sağlayacak yer nerededir? 50 Bunların tümünü yaratan benim elim değil mi?'" 51 "Enseleri sertleşmiş, yürekleri kabuk tutmuş, kulakları duymaz olmuş insanlar! Siz her zaman Kutsal Ruh'a karşı direnirsiniz, tıpkı atalarınız gibi davranırsınız. 52 Atalarınız hangi peygambere saldırmadı ki? Doğru Kişi'nin gelişini önceden bildirenlerin canına kıydılar. Sizlere gelince bu dönemde O'nu ele verenler ve öldürenler oldunuz. 53 Ruhsal yasayı melekler aracılığıyla aldınız, ama tutmadınız." 54 Bu sözleri duyduklarında yürekleri kızgınlıkla kabardı, Stefanos'a karşı dişlerini gıcırdattılar. 55 Ama Kutsal Ruh'la dolu olan Stefanos gözlerini dikkatle göğe doğrulttu. Tanrı'nın yüceliğini ve O'nun sağında duran İsa'yı gördü. 56 "Apaçık görüyorum" dedi, "Gökler açılmış, İnsanoğlu da Tanrı'nın sağında durmuş." 57 Onlar yüksek sesle bağırarak kulaklarını tıkadılar, hep birlikte ona saldırdılar. 58 Kendisini kentten dışarı sürükleyip taşa tuttular. Olaya tanıklık edenler giysilerini Saul adlı bir gencin ayakları dibine yığdılar. 59 Stefanos'u taşa tuttuklarında o, "Ya Rab İsa, ruhumu al" diyerek dilekte bulundu. 60 En sonunda diz çöküp yüksek sesle bağırdı: "Ya Rab, bu günahı onlara sayma!" Bunu söyleyince uyudu. İncil — Thomas Cosmades