111 Ve öyle oldu ki, O bir yerde dua ediyordu; bitirdiğinde öğrencilerinden biri O'na dedi: "Ya Rab, Yuhanna'nın da kendi öğrencilerine öğrettiği gibi bize dua etmeyi öğret." 2 Ve İsa onlara dedi: "Dua ettiğiniz zaman deyin: 'Ey göklerde olan Babamız, adın kutsal kılınsın; krallığın gelsin; gökte olduğu gibi, yerde de senin isteğin olsun; 3 Gerekli ekmeğimizi bize günlük ver. 4 Ve günahlarımızı bize bağışla; çünkü biz kendimiz de bize borçlu olan herkesi bağışlarız. Ve bizi deneme içine götürme; ama bizi kötüden kurtar." 5 Ve onlara dedi: "Aranızda kim var ki, bir arkadaşı olur da ona gece yarısı gidip, 'Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver, 6 Çünkü yolculuktan bana bir arkadaşım geldi ve onun önüne koyacak bir şeyim yok' derse, 7 O da içerden cevap verip, 'Beni rahatsız etme; kapı artık kapanmıştır, çocuklarım da benimle birlikte yataktalar; kalkıp sana veremem' demiş olsun! 8 Size derim, onun arkadaşı olduğu için kalkıp vermezse bile, onun ısrarlılığından dolayı yine de kalkıp ihtiyacı her neyse ona verecektir. 9 Ve ben size derim: dileyin ve size verilecektir; arayın ve bulacaksınız; kapıyı çalın ve size açılacaktır. 10 Çünkü her dileyen alır ve arayan bulur ve kapıyı çalana açılır. 11 Ve baba olan sizler, hanginizden oğul ekmek isteyecek de ona taş verecektir? Ya da balık isteyecek de ona balık yerine yılan verecektir? 12 Ya da yumurta isteyecek de ona akrep verecektir? 13 Onun için, kötü olan sizler, eğer çocuklarınıza iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, göksel olan Baba, kendisinden dileyenlere ne kadar daha çok Kutsal Ruh'u verecektir!" 14 Ve İsa bir cin çıkarıyordu ve cin dilsiz idi; ve öyle oldu ki, cin çıkınca dilsiz konuştu; kalabalıklar da hayret ettiler. 15 Ama onlardan bazıları, "Cinlerin reisi Beelzebul aracılığıyla cinleri çıkarıyor" dediler. 16 Ve başkaları O'nu deneyerek kendisinden, gökten bir belirti istiyorlardı. 17 Ama O, düşüncelerini bilerek onlara dedi: "Kendisine karşı bölünmüş olan her krallık yıkılmaya sürüklenir; ve ev eve karşı bölünse yıkılır. 18 Şeytan da eğer kendisine karşı bölündüyse, onun krallığı nasıl ayakta durabilir? Çünkü siz, benim Beelzebul aracılığıyla cinleri çıkardığımı söylüyorsunuz. 19 Ve eğer ben Beelzebul ile cinleri çıkarıyorsam, oğullarınız kimin aracılığıyla çıkarıyorlar? Bundan dolayı onlar yargıçlarınız olacaklar. 20 Ama, eğer ben Tanrı'nın parmağıyla cinleri çıkarıyorsam, o zaman Tanrı'nın krallığı üzerinize gelmiştir. 21 Silahlanmış güçlü bir adam kendi konutunu koruduğu zaman, malları güvenlik içindedir. 22 Ama ondan daha güçlü biri üzerine gelip onu yenince, güvendiği bütün silahlarını alır ve çapulunu bölüşür. 23 Benimle birlikte olmayan bana karşıdır; ve benimle birlikte toplamayan dağıtır. 24 Murdar ruh insandan çıkınca, rahat arayarak kurak yerlerden geçip gider; ve bulmayınca, 'Çıkmış olduğum evime döneceğim' der. 25 Ve gelince, onu süpürülmüş ve donatılmış bulur. 26 O zaman gider ve kendisinden daha kötü başka yedi ruh alır ve girip orada otururlar; ve o adamın sonu ilkinden daha kötü olur." 27 Ve öyle oldu ki, O bu şeyleri söylerken, kalabalıktan bir kadın sesini yükselterek O'na, "Ne mutlu seni taşıyan rahime ve emdiğin memelere!" dedi. 28 Ama O, "Evet, Tanrı'nın sözünü dinleyip onu tutanlara daha ziyade ne mutlu!" dedi. 29 Ama kalabalıklar bir araya yığılırken, O söylemeye başladı: "Bu kuşak kötüdür; bir belirti arıyor; ve ona Yunus peygamberin belirtisinden başka bir belirti verilmeyecektir. 30 Çünkü Yunus Ninevelilere bir belirti olduğu gibi, İnsanoğlu da bu kuşak için öyle olacaktır. 31 Güney kraliçesi yargıda bu kuşağın adamlarıyla birlikte kalkacak ve onları suçlu çıkaracak; çünkü o, Süleyman'ın bilgeliğini işitmek için dünyanın son uçlarından geldi; ve işte, Süleyman'dan daha büyüğü buradadır! 32 Nineve adamları yargıda bu kuşakla birlikte kalkacak ve onu suçlu çıkaracak; çünkü onlar Yunus'un vaazı üzerine tövbe ettiler; ve işte, Yunus'tan daha büyüğü buradadır! 33 Ama hiç kimse lâmba yakıp onu gizli yere koymaz, ne de tahıl ölçeği altına koyar; ancak içeri girenler ışığı görsünler diye lâmba sehpası üzerine koyar. 34 Bedenin ışığı gözdür; onun için gözün sade olduğu zaman, tüm bedenin de aydınlıktır; ama kötü olduğu zaman, bedenin de karanlıktır. 35 Bunun için dikkat et ki, senin içindeki ışık karanlık olmasın. 36 Bundan dolayı, eğer tüm bedenin aydınlık olur da hiçbir tarafı karanlık değilse, bir lâmbanın seni parıltısıyla aydınlattığı zamanki gibi, öylece tüm bedenin aydınlık olur. 37 Şimdi, O konuşurken bir Ferisi kendisiyle yemek yesin diye O'na rica etti. O da içeri girip sofraya oturdu. 38 Ama Ferisi, O'nun başlangıçta, yemekten önce yıkanmadığını görerek şaştı. 39 Rab ise ona dedi: "Şimdi, siz Ferisiler, bardağın ve tabağın dışını temizlersiniz, ama içiniz soygunculuk ve kötülükle doludur. 40 Ey akılsızlar, dışı yapan içini de yapmadı mı? 41 Ama siz içerdeki şeylerden sadaka verin; ve işte, sizin için her şey temizdir. 42 Ama vay size, Ferisiler! Çünkü siz nanenin, sedef otunun ve her tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini önemsemezsiniz; bunları yapmalıydınız, onları da ihmal etmemeliydiniz. 43 Vay size, Ferisiler! Çünkü siz havralarda baş kürsüleri ve çarşı meydanlarında selâmları seversiniz. 44 Vay size, yazıcılar ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Çünkü siz görünmeyen mezarlar gibisiniz ve üzerlerinde yürüyen adamlar bunun farkında değiller." 45 Ve Yasa uzmanlarından biri cevap verip O'na, "Ey öğretmen, bu şeyleri söylemekle bize de hakaret ediyorsun dedi." 46 Ve O dedi: "Size de vay, ey Yasa uzmanları! Çünkü taşınması güç yüklerle insanları yüklüyorsunuz; kendiniz ise bir parmağınızla o yüklere dokunmuyorsunuz. 47 Vay size! Çünkü siz peygamberlerin mezarlarını bina edersiniz; ve onları babalarınız öldürdüler. 48 Bundan dolayı babalarınızın işlerine tanıklık ediyor ve onaylıyorsunuz; çünkü gerçekten onları öldürdüler, siz de mezarlarını yapıyorsunuz. 49 Bu nedenle de Tanrı'nın bilgeliği dedi ki: 'Ben onlara peygamberler ve resuller göndereceğim; ve onlardan bazılarını öldürecekler ve bazılarına zulmedecekler; 50 Öyle ki, dünyanın kuruluşundan beri bütün peygamberlerin dökülen kanı bu kuşaktan istenilsin; 51 Habil'in kanından, sunakla tapınak arasında ölmüş olan Zekeriya'nın kanına kadar;' evet, size derim bu kuşaktan sorulacaktır. 52 Vay size, ey Yasa uzmanları! Çünkü siz bilgi anahtarını alıp götürdünüz; kendiniz girmediniz, girenleri de engellediniz." 53 Ve onlara bu şeyleri söylerken, yazıcılar ile Ferisiler birçok şeyler hakkında konuşturmak için kendisini şiddetle sıkıştırmaya başladılar; 54 Kendisini suçlayabilsinler diye, ağzından bir şey kapmak için fırsat kollayıp O'nu pusuda bekliyorlardı. İncil — Bünyamin Candemir