Araçlar Gözat
Kitap
191 Ve İsa Eriha'ya girip içinden geçiyordu. 2 Ve işte, Zakkay adıyla çağrılan bir adam vardı; vergi toplayıcıların başı olup zengindi. 3 Ve İsa'nın kim olduğunu görmeye çalışıyordu; ve kalabalıktan dolayı göremiyordu, çünkü boyu kısaydı. 4 Ve O'nu görebilsin diye önden ileri koşarak bir yabani incir ağacına çıktı; çünkü İsa o yoldan geçecekti. 5 Ve İsa o yere gelince yukarı bakıp onu gördü; ve ona dedi: "Zakkay, acele et, aşağı in; çünkü bugün senin evinde kalmam gerek." 6 O da acele edip aşağı indi ve O'nu sevinçle kabul etti. 7 Ve bunu gördükleri zaman, "Günahkâr bir adamla birlikte misafir olmak üzere evine girdi" diyerek hepsi mırıldandılar. 8 Ama Zakkay ayağa kalkıp Rab'be dedi: "İşte, ya Rab, 9 İsa da ona dedi: "Bugün bu eve kurtuluş geldi; çünkü o da İbrahim'in bir oğludur. 10 Çünkü İnsanoğlu kaybolmuş olanı aramaya ve kurtarmaya geldi." 11 Ve onlar bu şeyleri dinlerken devam edip bir benzetme söyledi; çünkü O, Yeruşalem'e yakındı; ve onlar, Tanrı'nın krallığının hemen görünmek üzere olduğunu sanıyorlardı. 12 Onun için İsa dedi: "Soylu bir adam kendisine bir krallık alıp dönmek üzere uzak bir ülkeye gitti. 13 Ve kendi kölelerinden onunu çağırarak onlara on mina verip onlara, 'Ben gelinceye dek ticaret edin' dedi. 14 Ama vatandaşları ondan nefret ediyordu; ve, 'Bunun, üzerimizde krallık etmesini istemeyiz' diyerek ardından bir elçi gönderdiler. 15 Ve öyle oldu ki, krallığı alıp geri döndüğünde, her birinin ticaretle ne kazandıklarını bilsin diye, kendilerine parayı vermiş olduğu bu kölelerin kendi yanına çağrılmasını emretti. 16 Ve birincisi gelip, 'Ey efendi, senin minan on mina kazandı' dedi. 17 O da ona dedi: 'Aferin, iyi köle! En azda sadık olduğuniçin, on şehir üzerine yetki sahibi ol.' 18 Ve ikincisi gelip, 'Ey efendi, senin minan beş mina kazandı' dedi. 19 Ve bu kişiye de, 'Sen de beş şehir üzerinde ol' dedi. 20 Ve bir diğeri gelip dedi: 'Ey efendi, işte mendil içinde koruyup sakladığım minan; 21 Çünkü senden korktum, çünkü sert bir adamsın; koymadığını alırsın ve ekmediğini biçersin.' 22 O da ona dedi:* 'Kendi ağzından seni yargılayacağım, ey kötü köle! Benim sert bir adam olduğumu, koymadığım şeyi aldığımı ve ekmediğimi biçtiğimi biliyordun; 23 Öyleyse neden paramı bankaya vermedin ki, gelişimde onu faiziyle birlikte isterdim?' 24 Ve yanında duranlara, 'Minayı ondan alın ve on minası olana verin.' dedi. 25 (Onlar da kendisine, 'Ey efendi, onun on minası var' dediler.) 26 Çünkü size derim ki, her kimin varsa kendisine verilecektir; ama kimin yoksa, kendisinde olanı bile ondan alınacaktır. 27 Üstelik, üzerlerine krallık etmemi istemeyen o düşmanlarımı buraya getirin ve önümde öldürün." 28 Ve bu şeyleri söyledikten sonra Yeruşalem'e çıkarak önde yürüyordu. 29 Ve öyle oldu ki, Zeytinlik denen dağdaki Beytfaci ile Beytanya'ya yaklaşırken, öğrencilerinden ikisini gönderip dedi: 30 "Karşıdaki köye gidin; oraya girdiğinizde henüz hiçbir insanın üzerine binmediği bağlı bir sıpa bulacaksınız; onu çözüp getirin. 31 Ve eğer bir kimse size, 'Onu niçin çözüyorsunuz?' diye sorarsa, ona şöyle dersiniz: 'Çünkü Rab'bin ona ihtiyacı var.'" 32 Ve gönderilenler gittiler, O'nun kendilerine söylediği gibi buldular. 33 Ve sıpayı çözerlerken onun sahipleri kendilerine, "Sıpayı neden çözüyorsunuz?" dediler. 34 Onlar da, "Rab'bin ona ihtiyacı var" dediler. 35 Ve onu İsa'ya getirdiler; ve kendi giysilerini sıpanın üstüne atarak İsa'yı üstüne bindirdiler. 36 O da giderken onlar giysilerini yola seriyorlardı. 37 Ve İsa yaklaşırken, henüz Zeytinlik dağının inişindeyken, öğrenci kalabalığının hepsi görmüş oldukları bütün kudretli işler için sevinerek yüksek sesle Tanrı'yı övmeye başladılar; 38 "Rab'bin adıyla gelen Kral kutludur; gökte barış ve en yücelerde yücelik!" diyorlardı. 39 Ve kalabalığın içinden Ferisilerin bazıları O'na, "Öğretmen, öğrencilerini azarla" dediler. 40 İsa da cevap verip onlara, "Size derim ki, eğer bunlar susarlarsa, taşlar bağıracaktır!" dedi. 41 Ve O yaklaştığı zaman şehri görünce, onun üzerine ağlayarak dedi: 42 "Keşke sen, evet sen, hiç değilse senin bu gününde, esenliğin için olan şeyleri bilmiş olsaydın! Ama şimdi onlar senin gözlerinden gizlenmişlerdir. 43 Çünkü senin üzerine günler gelecek ki, düşmanların çevrene siper yapacak ve etrafını kuşatıp seni her yandan sıkıştıracaklar; 44 Seni ve senin içindeki çocuklarını yere çalacaklar; ve sende taş üstünde taş bırakmayacaklar; çünkü sen ziyaretinin vaktini bilmedin." 45 Ve tapınağa girip içindeki satıcıları ve satın alanları dışarı atmaya başladı; 46 Onlara, "'Benim evim dua evidir' diye yazılmıştır; ama siz onu haydut ini yaptınız" dedi. 47 Ve her gün tapınakta öğretiyordu. Ama başkâhinlerle yazıcılar ve halkın ileri gelenleri O'nu yok etmeyi arıyorlardı; 48 Ve ne yapacaklarını bulamıyorlardı, çünkü bütün halk O'nu dinleyerek kendisine bağlanmıştı.
İncil — Bünyamin Candemir
»