71 Ve halkın işitmekte olduğu bütün sözlerini bitirince Kefernahum'a girdi. 2 Ve bir yüzbaşının, kendisi için değerli olan bir kölesi hasta olup ölmek üzereydi. 3 Ve İsa hakkında duyunca, gelip kölesini iyileştirsin diye rica etmek üzere O'na Yahudilerin ihtiyarlarını gönderdi. 4 Onlar da İsa'ya gelip kendisine içtenlikle yalvararak dediler ki: "Bunu ona yapmana lâyıktır o; 5 Çünkü ulusumuzu sever ve bize havrayı o yaptı." 6 İsa da onlarla beraber gitti. Ama O henüz eve yaklaşırken, yüzbaşı O'na dostlar gönderip kendisine dedi: "Ya Rab, rahatsız olma; çünkü ben lâyık değilim ki, damımın altına giresin; 7 Bu nedenle, sana gelmeye de kendimi lâyık saymadım; ama bir söz ile söyle ve hizmetçim iyi olacaktır. 8 Çünkü ben de yetki altında bulunan bir adamım, benim yetkim altında askerler var; ve buna, 'Git' derim, gider ve bir diğerine, 'Gel' derim, gelir; ve köleme, 'Şunu yap' derim ve yapar." 9 İsa da bu şeyleri işitince ona hayret edip ardından gelen kalabalığa dönerek, "Size diyorum, İsrail'de bile böyle büyük iman bulmadım" dedi. 10 Ve gönderilenler eve döndüklerinde hasta köleyi iyileşmiş buldular. 11 Ve öyle oldu ki, ertesi gün İsa, Nain denilen bir şehre gitti; ve öğrencilerinin birçoğu ile büyük bir kalabalık O'nunla birlikte gidiyordu. 12 Ve şehrin kapısına yaklaşırken işte, annesinin biricik oğlu olup da ölen birinin cenazesi dışarı götürülüyordu; kadın da dul idi. Ve şehrin büyük bir kalabalığı onunla birlikteydi. 13 Ve Rab kadını görünce ona acıdı ve kendisine, "Ağlama" dedi. 14 Ve yaklaşıp cenaze sedyesine dokundu, taşıyanlar da durdular; O da, "Genç adam, sana söylüyorum, kalk!" dedi. 15 Ölü de kalkıp oturdu ve konuşmaya başladı; ve İsa onu annesine verdi. 16 Herkesi korku aldı; ve, "aramızda büyük bir peygamber kalktı; ve Tanrı kendi halkını ziyaret etti" diyerek Tanrı'yı yücelttiler. 17 Ve O'nunla ilgili bu söylenti bütün Yahudiye'de ve bütün çevre bölgede yayıldı. 18 Ve Yuhanna'nın öğrencileri, bütün bu şeyler hakkında kendisine haber götürdüler. 19 Yuhanna da öğrencilerinden ikisini yanına çağırarak onları İsa'ya gönderip, "Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?" dedi. 20 Ve adamlar O'na gelip dediler: "Vaftizci Yuhanna, 'Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim' diyerek bizi sana gönderdi." 21 İsa da o saatte hastalıklardan, dertlerden ve kötü ruhlardan birçok kişiyi iyi etti; ve birçok körlere görme gücünü bağışladı. 22 Ve İsa cevap verip onlara dedi: "Gidin, gördüklerinizi ve işittiklerinizi Yuhanna'ya bildirin; öyle ki, körler görüyor, topallar yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor, fakirler İncil ile müjdeleniyor. 23 Ve her kim bende tökezlemezse mutludur." 24 Ve Yuhanna'nın habercileri gidince, kalabalıklara Yuhanna hakkında konuşmaya başladı: "Çöle ne görmeye çıktınız? Rüzgârla sallanan bir kamış mı? 25 Ama ne görmeye çıktınız? Yumuşak giysiler giyinmiş bir adam mı? İşte, görkemli giysiler giyip lüks içinde yaşayanlar kral saraylarındadır. 26 Ama ne görmeye çıktınız? Bir peygamber mi? Evet, size derim ve bir peygamberden daha üstün olanını. 27 'İşte, senin yüzünün önünde habercimi gönderiyorum; o senin önünde yolunu hazırlayacaktır' diye kendisi hakkında yazılmış olan budur. 28 Çünkü size derim, kadından doğanlar arasında Yuhanna'dan daha büyük bir peygamber yoktur; ama Tanrı'nın krallığında en küçük olan ondan daha büyüktür." 29 Bunu duyan bütün halk ve vergi toplayıcıları, Yuhanna'nın vaftiziyle vaftiz olunarak, Tanrı'yı doğruladılar. 30 Ama Ferisiler'le Yasa uzmanları, onun tarafından vaftizolunmayarak, kendileri için Tanrı'nın gayesini reddettiler. 31 Ve Rab dedi: "O hâlde bu kuşağın adamlarını neye benzeteyim; ve neye benzerler? 32 Onlar, çarşı yerinde oturan ve biri öbürüne seslenip, 33 Çünkü Vaftizci Yuhanna ne ekmek yiyerek ne de şarap içerek gelmiştir; ve siz, 'Onda cin var' diyorsunuz. 34 İnsanoğlu yiyerek ve içerek gelmiştir; ve siz, 'İşte, obur ve ayyaş adam; ve vergi toplayıcılarla günahkârların dostu!' diyorsunuz. 35 Ama bilgelik bütün kendi çocukları tarafından doğrulandı." 36 Ve Ferisilerden biri O'nun kendisiyle yemek yemesini rica etti. O da Ferisi'nin evine girip sofraya oturdu. 37 Ve işte, şehirde bulunup günahkâr olan bir kadın, Ferisi'nin evinde O'nun sofrada oturduğunu öğrenince, mür yağı dolu bir kaymaktaşı kabı alıp getirdi; 38 Ve ağlayarak arkada, O'nun ayakları dibinde durdu; gözyaşlarıyla O'nun ayaklarını ıslatmaya başladı; ve başının saçlarıyla onları siliyor, hararetle öpüyor ve yağla meshediyordu. 39 Ama O'nu davet etmiş olan Ferisi bunu görünce, kendi içinden söyleyip dedi: "Bu kişi eğer peygamber olsaydı, kendisine dokunanın kim ve ne tür bir kadın olduğunu bilirdi; çünkü o günahkâr bir kadındır." 40 İsa da cevap verip ona, "Simun, sana söyleyecek bir şeyim var" dedi. Ve o, "Söyle, ey öğretmen" dedi.* 41 "Bir alacaklının iki borçlusu vardı; biri beş yüz dinar, diğeri de elli dinar borçluydu. 42 Ve ödeyecek bir şeyleri olmadığından her ikisine bağışladı; bu nedenle onlardan hangisi onu daha çok sevecektir dersin?" 43 Simun da cevap verip, "Sanırım ki, kendisine daha çok bağışlanan" dedi. O da ona, "Doğru bir şekilde yargı yürüttün" dedi. 44 Ve kadına dönerek Simun'a dedi: "Bu kadını görüyor musun? Ben senin evine girdim, ayaklarım için bana su vermedin; ama o ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslattı ve kendi başının saçlarıyla sildi. 45 Sen bana bir öpüş vermedin; ama o, içeri girdiğimden beri ayaklarımı durmadan içtenlikle öptü. 46 Sen başımı yağla meshetmedin; ama o, ayaklarımı mür yağıyla meshetti. 47 Bu nedenle sana derim, onun çok olan günahları bağışlandı; çünkü o çok sevdi; ama kendisine az bağışlanan, az sever." 48 Ve kadına, "Günahların bağışlandı" dedi. 49 Ve O'nunla birlikte sofrada oturanlar, "Günahları bile bağışlayan bu kimdir?" diye kendi içlerinde söylemeye başladılar. 50 Ve İsa kadına, "İmanın seni kurtardı, esenlikle git" dedi. İncil — Bünyamin Candemir