211 Ve yeni bir gökle yeni bir yer gördüm; çünkü ilk gök ve ilk yer geçip gittiler; ve artık deniz yok. 2 Ve ben Yuhanna, kutsal şehri, yeni Yeruşalem'i kendi kocası için hazırlanmış süslü bir gelin gibi göğün içinden, Allah'tan inmekte gördüm. 3 Ve gökten büyük bir ses işittim, şöyle diyordu: "İşte, Al-lah'ın çadırı insanlarla birliktedir; ve kendisi onlarla birlikte oturacaktır; ve onlar kendisinin halkı olacaklar; ve Allah kendisi onlarla birlikte olacak, onların Allah'ı olacak. 4 Ve Allah onların gözlerinden bütün gözyaşları silecek; ve artık ölüm olmayacak, artık ne yas, ne ağlayış ne de acı olacak, çünkü önceki şeyler geçip gittiler." 5 Ve tahtın üzerinde oturan dedi. "İşte her şeyi yeni yapı-yorum." Ve bana, "Yaz, çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir" dedi. 6 Ve bana dedi: "Oldu. Alfa ve Omega, başlangıç ve son benim. Ben susamış olana hayat suyunun pınarından kar-şılıksız olarak vereceğim. 7 Galip gelen her şeyi miras alacak ve ona Allah olaca-ğım ve o bana oğul olacak. 8 Ama korkaklara ve iman etmeyenlere ve iğrençlere ve katillere ve zina edenlere ve büyücülere ve puta tapanlara ve bütün yalancılara gelince, onların payı ateş ve kükürt-le yanan göldedir; ki bu, ikinci ölümdür." 9 Ve son yedi belayla dolu yedi tasları olan yedi meleklerden biri bana geldi ve benimle konuşup dedi: "Buraya gel, sana gelini, Kuzu'nun eşinin göstereceğim." 10 Ve beni Ruh'ta, büyük ve yüksek bir dağa götürdü;ve bana gökten, Allah tarafından inmekte olan kutsal şehri, Yeruşalem'i gösterdi; 11 Allah'ın yüceliği onda bulunuyordu; onun parlaklığı, kristale benzer yeşim taşı gibi, çok değerli bir taşa benzi-yordu; 12 Büyük ve yüksek bir duvarı da vardı; on iki kapısı ve kapılarda on iki melek vardı; ve kapıların üzerine, İsrail oğullarının on iki kabilesinin adları olan adlar yazılıydı. 13 Doğuda üç kapı, kuzeyde üç kapı, güneyde üç kapı ve batıda üç kapı vardı. 14 Ve şehir duvarının on iki temeli ve onların üzerinde Kuzu'nun on iki resulünün adları vardı. 15 Ve benimle konuşanın elinde, şehri ve onun kapılarını ve onun duvarlarını ölçsün diye, bir altın ölçü kamışı vardı. 16 Ve şehir, dört köşe hâlinde yayılmış olup onun uzun-luğu genişliği kadardır. Ve şehri kamışla ölçtü, on iki bin ok atımıydı; onun uzunluğu ve genişliği ve yüksekliği birbirine eşittir. 17 Ve onun duvarını ölçtü; insanın ölçüsü, yani melek öl-çüsü olup, yüz kırk dört arşındı. 18 Ve onun duvarının yapısı yeşimdi; Ve şehir saf cama benzer saf altındı. 19 Ve şehir duvarının temelleri, her türlü değerli taşla be-zenmişti. Birinci temel yeşim; ikincisi safir; üçüncüsü alaca akik; dördüncüsü zümrüt; 20 Beşincisi beyaz akik; altıncısı kırmızı akik; yedincisi sarı yakut; sekizincisi gök zümrüt; dokuzuncusu topaz; onuncusu sarıca zümrüt; onbirincisi gökyakut; on-ikincisi mor yakuttu. 21 Ve on iki kapı, on iki inciydi; kapıların her biri ayrı ay-rı birer incidendi; ve şehrin caddesi saydam cam gibi saf altındı. 22 Ve onda tapınak görmedim; çünkü her şeye gücü olan Rab Allah ve Kuzu onun tapınağıdır. 23 Ve onda ışık versinler diye, şehrin ne güneşe ne de aya ihtiyacı vardır; çünkü Allah'ın yüceliği onu aydın-latır ve Kuzu onun lâmbasıdır. 24 Ve kurtulmuş olanların ulusları onun ışığında yürüye-cekler; ve dünyanın kralları kendi yüceliklerini ve onur-larını onun içine getirecekler. 25 Ve gündüz onun kapıları hiç kapanmayacak; çünkü orada gece olmayacaktır. 26 Ve ulusların yüceliğini ve onurunu ona getirecekler. 27 Ve onun içine, kirletici her hangi bir şey ve iğrençlik yapan ve yalan söyleyen asla girmeyecektir; yalnız Ku-zu'nun hayat kitabında yazılı olanlar girecektir. İncil — Bünyamin Candemir