71 Ve bu şeylerden sonra, ne yer üzerine, ne deniz üzerine, ne de herhangi bir ağaç üzerine esmesin diye, yerin dört yelini tutarak, yerin dört köşesi üzerinde duran dört melek gördüm. 2 Ve diri Allah'ın mührü kendisinde olarak, gündoğusun-dan yükselen başka bir melek gördüm; ve yere ve denize zarar vermeyi kendilerine verilmiş olan dört meleğe yük-sek sesle bağırıp dedi: 3 "Biz Allahımızın kullarını, alınlarının üzerini mühürle-yinceye dek, ne yere ne denize ne de ağaçlara zarar ver-meyin." 4 Ve mühürlenmiş olanların sayısını işittim; İsrail oğulları-nın bütün kabilelerinden yüz kırk dört bin mühürlenmişti. 5 Yahuda kabilesinden on iki bin mühürlenmişti; Ruben kabilesinden on iki bin, Gad kabilesinden on iki bin, 6 Aşer kabilesinden on iki bin, Naftali kabilesinden on iki bin, Manasse kabilesinden on iki bin, 7 Şimeon kabilesinden on iki bin, Levi kabilesinden on iki bin, İssakar kabilesinden on iki bin, 8 Zebulun kabilesinden on iki bin, Yusuf kabilesinden on iki bin, Benyamin kabilesinden on iki bin mühürlenmişti. 9 Bu şeylerden sonra gördüm ve işte, beyaz kaf-tanlarla giyinmiş ve ellerinde hurma dallarıyla tahtın ve Kuzu'nun önünde durmakta olan her ulustan ve kabile-den ve halktan ve dillerden kimsenin sayamayacağı bü-yük bir kalabalık vardı; 10 Ve yüksek sesle bağırıp diyorlardı: "Kurtarış taht üze-rinde oturan Allahımıza ve Kuzu'ya aittir." 11 Ve bütün melekler, tahtın ve ihtiyarların ve dört canlı yaratığın etrafında duruyorlardı; ve tahtın önünde yüzüs-tü kapandılar ve Allah'a tapınarak diyorlardı: 12 "Amin! Bereket ve yücelik ve bilgelik ve şükür ve onur ve kudret ve güç, çağlar çağına dek Allahımızındır. Amin." 13 Ve ihtiyarlardan biri bana şöyle diyerek yanıt verdi: "Beyaz kaftanlarla giyinmiş olan bunlar kimlerdir ve nereden geldiler?" 14 Ve ona, "Sen bilirsin, efendim" dedim. Ve o bana dedi: "Bunlar, o büyük sıkıntının içinden gelenlerdir ve kaftan-larını yıkadılar ve kaftanlarını Kuzu'nun kanında beyaz ettiler. 15 Bundan dolayı Allah'ın tahtının önündedirler ve gece gündüz O'nun tapınağında O'na hizmet ediyorlar; taht üzerinde oturan, çadırını onların üzerine gerecektir. 16 Artık acıkmayacaklar, ne de artık susayacaklardır; ne güneş, ne de her hangi bir sıcaklık onları hiçbir şekilde çarpmayacaktır; 17 Çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek ve onları hayat sularının pınarlarına götürecek; ve Allah on-ların gözlerinden bütün gözyaşlarını silecektir." İncil — Bünyamin Candemir