111 Ben nasıl Mesih'i örnek aldıysam, siz de beni örnek alın. 2 Her konuda beni anımsadığınız ve size ilettiğim gelenekleri tuttuğunuz için sizleri överim. 3 Şunu bilmenizi istiyorum: Her erkeğin başı Mesih'tir. Kadının başı erkektir. Mesih'in başı da Tanrı'dır. 4 Başı örtülü olarak dua ya da peygamberlik eden her erkek, başının saygınlığını hiçe indirir. 5 Öte yandan, başı örtülmemiş olarak dua ya da peygamberlik eden her kadın başının saygınlığını hiçe indirir. Böyle davrananla başını tıraş eden arasında hiçbir ayrım yoktur. 6 Kadın başını örtmeyecekse, saçlarını da kessin. Madem kadının saçlarını kesmesi ya da tıraş etmesi saygınlığını hiçe indiriyor, başını örtmesi zorunludur. 7 Ama erkek başını örtmemeli. Çünkü o, Tanrı'nın benzeri ve yüceliğidir. Oysa kadın erkeğin yüceliğidir. 8 Çünkü erkek kadından oluşmadı, ama kadın erkekten oluştu. 9 Üstelik erkek kadın için yaratılmadı, ama kadın erkek için yaratıldı. 10 İşte bu nedenle, kadının başı üzerinde bir yetki bulunduğunu belgeleyen bu simgeye gerekçe vardır. Melekler hatırına oluyor bu. 11 Kaldı ki, Rab bağlılığında kadın erkekten, erkek de kadından ayrı sırada düşünülemez. 12 Çünkü kadın erkekten oluştuğu gibi, erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı'dan oluşur. 13 Sorunu siz kendiniz ölçüye vurun: Kadının başı örtülmemiş durumda Tanrı'ya dua etmesi hiç yakışık alır mı? 14 Erkeğin uzun saçlı olmasının onu gözden düşürdüğünü, doğanın kendisi bize öğretmez mi? 15 Oysa kadının uzun saçlı olması onun onuru sayılmaz mı? Çünkü uzun saç kendisine doğal bir örtü olarak verilmiştir. 16 Bu konuda sürtüşmek isteyen olursa, ne bizim böyle bir alışkanlığımız vardır, ne de Tanrı kiliselerinin. 17 Ama şimdi değineceğim konuda sizleri övemem; çünkü ruhsal toplantılarınız yüce amaca değil düşük uğraşa yöneliktir. 18 Her şeyden önce, kilise olarak toplandığınızda aranızda ayrılıklar bulunduğunu öğreniyorum. Bunda gerçek payı olduğuna da inanıyorum. 19 Aranızda ayrılık bulunması zorunludur. Öyle ki, onaylananlarınız gün ışığına gelsin. 20 Durum şu; toplandığınızda Rab'bin yemeğini yemek için buluşmuyorsunuz. 21 Her biriniz öbüründen önce yemeği kapışıyorsunuz. Biri aç kalıyor, öbürü de sarhoş oluyor. 22 Yemek içmek için evinize ne oldu? Yoksa Tanrı kilisesini küçümsüyor musunuz? Yiyeceği olmayanları küçük düşürmek mi istiyorsunuz? Sizlere ne söyleyeyim? Sizi öveyim mi? Hayır, bu konuda övemem. 23 Ben Rab'ten aldığımı size ilettim. Rab İsa ele verildiği gece ekmek aldı, 24 teşekkür ettikten sonra onu parçaladı ve, "Bu sizler için verilen bedenimdir" dedi. "Bunu anılmam amacıyla uygulayın." 25 Aynı kapsamda, akşam yemeğinden sonra bardağı aldı ve, "Bu bardak kanımda yeni antlaşmadır" dedi. "İçtiğiniz her kez beni anmak için bunu uygulayın." 26 Bu nedenle, ekmeği yediğiniz ve bardaktan içtiğiniz her kez Rab'bin ölümünü açıklamaktasınız. Rab gelinceye dek.. 27 İşte bunun için, yaraşıksız durumda her kim ekmeği yer, Rab'bin bardağından içerse Rab'bin bedenine ve kanına karşı suçlu olur. 28 Kişi ilkin kendini sınasın sonra ekmekten yesin, bardaktan içsin. 29 Çünkü o bedeni ayırt etmeksizin yiyip içen kendine karşı yargı yer, yargı içer. 30 İşte bu nedenledir ki, içinizden birçoğu hastadır, sağlığını yitirmiştir, epey kişiler de ölmüştür. 31 Kuşkusuz kendimizi yargılasaydık Tanrı tarafından yargılanmayacaktık. 32 Ama Rab tarafından yargılanırken sıkıdüzene sokuluyoruz. Öyle ki, dünyayla bir arada yargılanmayalım. 33 Bu durumda kardeşlerim, yemek için toplandığınızda biri öbürünü beklesin. 34 Aç olan evinde yesin. Bu ilkeye uyun, ruhsal toplantılarınızın tanrısal yargıya dönüşmesine meydan vermeyin. Öbür konulara ilişkin oraya geldiğimde yönerge vereceğim. İncil — Thomas Cosmades