261 Agrippa, Pavlos'a, "Kendin için konuşmakta serbestsin" dedi. Bunun üzerine Pavlos elini kaldırarak savunmasına başladı: 2 "Yahudiler'in beni suçladıkları konuların tümüne karşı bugün senin önünde savunmamı yapabileceğim için kendimi mutlu sayıyorum, Kral Agrippa. 3 Sen ki tüm Yahudi törelerini ve konularını bilen bir insansın. Bunun için beni katlanışla dinlemeni dilerim. 4 "Gençliğimden bu yana ulusum arasında ve Yeruşalim'de geçen yaşamımı Yahudiler'in tümü bilir. 5 Tanıklıkta bulunmak isterlerse, öteden beri bilirler ki kendi inancımızın en koyu partisine yaraşır biçimde, bir Ferisi olarak yaşadım. 6 Şimdi Tanrı'nın atalarımıza verdiği vaade umut bağladığım için yargılanmak üzere burada bulunuyorum. 7 On iki kolumuzun gece gündüz içtenlikle tapınarak erişmeyi umduğu vaattir bu. Bu umuda bağlılığımdan ötürü Yahudiler'in suçlamasıyla karşı karşıyayım, ey Kral! 8 Tanrı'nın ölüleri diriltmesi sizlerce niçin olamayacak bir iş sayılıyor? 9 "Ben kendim de Nasıralı İsa'nın adına karşı her tür direniş eyleminde bulunmam gerektiğini düşünmüştüm. 10 Nitekim Yeruşalim'de tam bunu yaptım: Başrahiplerden almış olduğum yetkiyle, kutsal yaşamlılardan birçoğunu cezaevine kapattım. Üstelik onların öldürülmesi gerekince oyumu da kullandım. 11 Bütün sinagoglarda onları birçok kez cezaya çarptırdım; üstelik kendilerini sövmeye zorladım. Öfkeden öylesine deliye dönmüştüm ki, saldırımı dış kentlere dek uzattım." 12 "Bu amaçla başrahiplerden aldığım yetki ve görevle Şam'a gidiyordum ki, 13 ey Kral, öğleyin yolda güneşten daha parlak bir ışığın gökten benim ve benimle birlikte gidenlerin çevresini sardığını gördüm. 14 Hepimiz yere düştük. Bir sesin bana İbranice'de şöyle dediğini duydum: 'Saul, Saul, niçin bana saldırıda bulunuyorsun? Üvendireyi tepmeksenin için çetin iştir.' 15 Ben, 'Sen kimsin ya Rab?' dedim. Rab, 'Ben senin saldırdığın İsa'yım'diye yanıt verdi. 16 'Ama doğrul ve ayağa kalk; çünkü sana bunun için gözüktüm. Bende gördüğün ve sana gözükeceğim olgularda hizmet sunmaya ve tanıklığımı duyurmaya atadım seni. 17 Kendilerine gönderdiğim halk ve uluslar elinden seni kurtaracağım. 18 Onların gözlerini açasın, onları karanlıktan ışığa ve şeytanın egemenliğinden Tanrı'ya döndüresin diye gönderiyorum seni. Öyle ki, günahların bağışlanmasına kavuşsunlar ve bana iman ederek kutsal kılınanlar arasında yer alsınlar.'" 19 "İşte bunun içindir ki, ey kral Agrippa, göksel görmeye karşı söz dinlemezlikte bulunmadım. 20 Ama ilkin Şam'da, sonra Yeruşalim'de, tüm Yahudiye ülkesinde ve uluslar arasında günahtan dönüp Tanrı'ya yönelmeleri, günahtan dönmüş yaşama yaraşır işler uygulamaları gerektiğini bildirdim. 21 "Bu yüzden Yahudiler beni tapınakta tutuklayıp öldürmek istedi. 22 Ama Tanrı'dan sağlanan yardımla bugüne dek gerek alt gerek üst tabakadan bireylere tanıklıkta bulundum. Peygamberlerle Musa'nın olacağını bildirdikleri olaylar dışında hiçbir şey söylemiyorum. 23 Mesih'in işkence çekmesi gerektiğini, ölülerden dirilen ilk kişi olarak halka ve uluslara ışık bildirisini yayacağını söylüyorum." 24 Pavlos bu yolda savunmasını sürdürürken, Festus yüksek sesle onun sözünü kesti: "Çıldırıyorsun Pavlos. Yüksek bilgi senin aklını yerinden oynatmış." 25 Pavlos, "Aklımı oynatmadım saygıdeğer Festus" dedi. "Tam tersine, gerçeğe ve sağduyuya dayanan sözler bildiriyorum. 26 Önünde hiç çekinmeden konuştuğum Kral da bunları çok iyi bilir. Çünkü bunlardan hiçbiri onun gözünden kaçmış değildir. Kanım budur; çünkü bu iş bir kuytuda olmuş değil. 27 Peygamberlere inanır mısın, Kral Agrippa? İnandığını biliyorum." 28 Agrippa Pavlos'a, "Beni kısa sürede Mesih inanlısı yapacağını sanıyorsun" dedi. 29 Pavlos yanıtladı: "Tanrı'dan dilerim, kısa ya da uzun süre içinde yalnız sen değil, bugün beni dinleyenlerin tümü şu bağları taşıma dışında benim durumumda bulunsaydınız." 30 Kral, vali, Berniki ve onlarla birlikte oturan herkes ayağa kalktı. 31 Oradan çekilip sorunu tartıştılar. "Bu adam ölümü ya da cezaevine kapatılmayı gerektirecek hiçbir suç işlemiş değildir" dediler. 32 Agrippa Festus'a, "Bu adam Kayser'e başvurmamış olsaydı, özgür bırakılabilirdi" dedi. İncil — Thomas Cosmades