Araçlar Gözat
61 Bu günlerde öğrencilerin sayısı çoğalıyordu. Hellenistler arasında Yahudiler'e karşımırıltılar başladı. Çünkü günlük hizmette onların dul kadınlarına önem verilmiyordu. 2 On İkiler öğrenci topluluğunu bir araya çağırarak, "Tanrı Sözü'ne yükümlülüğü bir yana bırakıp bakımla ilgili hizmet görmek bizim için doğru değildir" dediler. 3 "Bu nedenle kardeşler, siz kendi aranızdan iyilikleriyle tanınmış, Ruh'la ve bilgelikle dolu yedi kişi bulun. Kendilerini bu gerekli göreve atayalım. 4 Biz sürekli bağlılıkla kendimizi duaya ve Tanrı Sözü'nü yayma görevine vereceğiz." 5 Bu öneri tüm topluluğun onayını kazandı. İmanla ve Kutsal Ruh'la dolu bir insan olan Stefanos'u seçtiler. Onun yanı sıra da Filippos'u, Prohoros'u, Nikanor'u, Timon'u, Parmena'yı ve Yahudiler'in inancını benimseyen Antakyalı Nikolaos'u.. 6 Bu insanları habercilere sundular ve dua ettikten sonra ellerini onların üstüne koydular. 7 Tanrı Sözü giderek gelişiyor, Yeruşalim'de öğrencilerin sayısı gitgide çoğalıyordu. Rahiplerden oluşan büyük bir topluluk da İman'a katıldı. 8 Kayrayla ve ruhsal güçle dolu olan Stefanos, halk arasında göz kamaştırıcı eylemler ve güçlü belirtiler yapıyordu. 9 Ama Özgürler Sinagogudenen koldan belirli kişiler, bunların yanı sıra da Kirineliler, İskenderiyeliler, Kilikyalılar ve Asyalılar ortaya atılıp Stefanos'la tartışmaya giriştiler. 10 Ancak bu insanlar Stefanos'un sözünü güçlü kılan bilgeliğe ve Ruh'a direnemediler. 11 Bunun üzerine bazı kişileri kışkırtarak onlara, "Biz bu adamın Musa'ya ve Tanrı'ya karşı sövücü sözler söylediğini duyduk" dedirttiler. 12 Böylelikle halkı, İhtiyarlar'ı ve dinsel yorumcuları ayaklandırdılar. Stefanos'un üzerine yürüdüler, onu yaka paça Kurul'a sürüklediler. 13 Yalancı tanıklar öne sürerek, "Bu adam Kutsal Yer'e ve ruhsal yasaya karşı konuşmaktan hiç geri durmuyor" dediler. 14 "Onu, Nasıralı İsa'nın bu yeri yıkacağını ve Musa'nın bize vermiş olduğu töreleri değiştireceğini söylemekteyken duyduk." 15 Kurul'da oturanların tümü dikkatlerini Stefanos'a çevirdi; yüzünün bir melek yüzüne benzediğini gördüler.
İncil — Thomas Cosmades
»