Araçlar Gözat
111 İman nedir? Umulanların güvencesi, gözle görülmeyenlerin kanıtı. 2 Çünkü bizden önceki insanlar imanla onandı. 3 Tüm gök varlıklarının Tanrı Sözü'yle düzenlendiğini, görülen şeylerin görülmeyenlerce oluşturulduğunu imanla anlamaktayız. 4 İmanla Habil Tanrı'ya Kain'inkinden daha üstün kurban getirdi ve bununla doğru kişi olduğu onandı. Tanrı onun armağanlarına ilişkin tanıklıkta bulundu. O öldürüldü ama imanı nedeniyle bugüne dek konuşmaktadır. 5 İmanla Hanok ölümü tatmamak için göklere götürüldü. Bu dünyada gözden kayboldu; çünkü Tanrı onu göklere almıştı. Yukarıya alınmadan önce, Tanrı'yı hoşnut ettiğine ilişkin tanıklık yaygındı. 6 İman dışında Tanrı'yı hoşnut etmek olanaksızdır. Çünkü Tanrı'ya yaklaşanın ilkin O'nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendirdiğine iman etmesi gerekir. 7 İmanla Nuh görünürde olmayan olaylara ilişkin Tanrı'ca uyarıldı. Tanrısayar tutumla ev halkının kurtulmasını öngörerek gemiyi kurdu. Bunu yapmakla dünyayı yargıladı ve imanının getirdiği doğruluğun mirasçısı oldu. 8 İbrahim çağrıldığında miras alacağı yere gitmek için imanla Tanrı buyruğuna uydu ve nereye gittiğini bilmeden ülkesinden ayrıldı. 9 İmanla, vaat edilen toprakta yabancı bir ülkede uyruksuz biriymiş gibi konukladı. Aynı vaadin miras ortakları olan İshak ve Yakup'la birlikte çadırlarda yaşadı. 10 Çünkü mimarı ve kurucusu Tanrı olan sağlam temelli kenti gözlemekteydi. 11 İmanla Sarah da, vaatte bulunanın sözüne güvenilir olduğunu göz önünde tutarak, yaşı geçmişken çocuk doğurma gücünü buldu. 12 Bu nedenle, bedeni ölü sayılabilecek yaşta bir eşten, göğün yıldızları kadar niceliği bilinmez, deniz kıyısındaki kumlar kadar hesaba gelmez bir soy yetişti. 13 Bu insanların tümü iman ortamında öldü. Vaatlere kavuşamadılar, ama onları uzaktan görüp selamladılar. Yeryüzünde yabancı ve göçmen olduklarına açıkça tanıklık ettiler. 14 Bunları söyleyenler bir yurt aradıklarını açıklıyor. 15 Eğer ayrıldıkları yeri anımsasalardı, geri dönmek için vakitleri boldu. 16 Ama onlar daha üstün bir yeri -yani göksel yurdu- özlüyorlar. Bu nedenle Tanrı onların Tanrısı diye anılmaktan utanç duymuyor. Çünkü onlar için bir kent hazırlamış bulunuyor. 17 İbrahim denendiği zaman imanla İshak'ı sundu. Tanrı vaatlerini almış biri olarak tek oğlunu sunmaya hazırlandı. 18 Ona, "Soyun İshak'ta anılacak" yolunda vaat verilmişti. 19 Bunun için, Tanrı'nın ölüler arasından diriltmeye bile gücü yeter olduğunu düşündü. Böylece İshak'ı simgesel anlamda ölümden geri aldı. 20 İmanla İshak Yakup'la Esav'ı gelecek olaylara ilişkin kutlu kıldı. 21 Yakup ölürken imanla Yusuf'un oğullarından her birini kutlu kıldı ve asasının başına yaslanarak Tanrı'ya tapındı. 22 Gözlerini yaşama yumarken, imanla Yusuf İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkacağına değindi ve kemiklerini ne yapacaklarına ilişkin onlara kesin buyruk verdi. 23 Musa doğunca annesi babası imanla onu üç ay gizledi. Çünkü çocuğun çok yakışıklı olduğunu gördüler ve Kral'ın buyruğundan korkmadılar. 24 Musa büyüyünce imanından destek alarak Firavun'un kızına oğul olmayı kabul etmedi. 25 Geçici bir süre için günahın sunduğu zevk u sefaya dalmaktansa, Tanrı halkıyla birlikte kötü davranışa katlanmayı yeğledi. 26 Mesih için yüklenilen aşağılanmayı Mısır'ın zenginliklerine üstün tuttu. Çünkü gözlerini gelecek ödüle doğrultmuştu. 27 Musa Kral'ın öfkesinden korkmayarak imanla Mısır'dan ayrıldı. Çünkü göze görünmeyeni görüyormuş gibi beli bükülmez tutum takınmıştı. 28 İmanla ilk Passah'ı kutladı ve kan serpmesini uyguladı. Öyle ki, ilk-doğan çocukları yok eden melek İsrail çocuklarına ilişemesin. 29 Karadan geçercesine, imanla Kızıl Deniz'i aştılar. Mısırlılar aynı atılıma koyulunca sularda boğuldu. 30 Yeriha kentinin kale duvarları imanla yedi gün süreyle İsrailliler'ce kuşatıldıktan sonra yıkıldı. 31 İmanla genel kadın Rahab söz dinlemezlerle birlikte mahvolmadı. Çünkü casusları esenlik belirtisiyle karşıladı. 32 Daha başka hangi örneklere değineyim? Gideon, Barak, Şimşon, Yafta, Davut, Samuel ve peygamberlerden söz etmeme vakit yetmeyecek. 33 Bu insanlar imanla krallıkları alt ettiler, adaleti uyguladılar, vaatleri aldılar, aslanların ağzını bağladılar, 34 ateşin gücünü giderdiler, kılıcın ağzından kaçtılar, zayıflıktan dinçlik buldular, savaşta güçlü kılındılar, yabancı orduları dağıttılar. 35 Kadınlar ölülerini dirilmiş olarak geri aldı. Bazıları serbest bırakılmaya yanaşmayarak, ölümle sonuçlanan işkenceler çekti. Öyle ki, daha üstün bir dirilişe kavuşsunlar. 36 Kimisi de alaya alınarak, kamçılanarak denendi. Zincire de vuruldular cezaevine de atıldılar. 37 Taşa tutularak öldürüldüler, testereyle biçildiler, kılıçtan geçirildiler. Koyun postu keçi derisi giyerek sağda solda dolaştılar. Yoksunluk içinde, acılar ortasında, düşmanca davranışlara katlandılar. 38 Dünya onlara yaraşıklı değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yerin yarıklarında göçebe gibi dolaşıp durdular. 39 Bu insanların tümü, imanla ilgili parlak tanıklığa sahip olmalarına karşın, vaadi alamadı. 40 Çünkü Tanrı bizler için daha üstün bir sağlayışı öngörmekteydi. Öyle ki, biz olmadan onlar yetkinliğe erdirilmesin.
İncil — Thomas Cosmades
»