Araçlar Gözat
181 Tam o sırada öğrenciler İsa'ya yaklaşıp sordular: "Göklerin hükümranlığında en üstün kimdir?" 2 O da küçük bir çocuk çağırdı, onu ortalarında durdurup, 3 "Doğrusu size derim ki"dedi, "Durumunuzu değiştirip küçük çocuklar gibi olmazsanız hiçbir koşulla göklerin hükümranlığına giremezsiniz. 4 Bu nedenle şu çocuk gibi kendisini alçaltan birey göklerin hükümranlığında en üstün olandır. 5 Her kim benim adıma böyle bir çocuğu kabul ederse beni kabul eder." 6 "Ama bana iman eden şu küçüklerden birini kim suç işlemeye sürüklerse boynuna iri bir değirmen taşı asılıp derin denizde boğulması kendisi için daha iyidir. 7 Suça sürükleme eylemleri yüzünden vay dünyanın başına geleceklere! Suça sürükleme eylemlerinin olması zorunludur. Ama suça sürükleme eylemine yol açacak insanın vay başına geleceklere! 8 "Eğer elin ya da ayağın seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu kes ve kendinden at. Yaşama kolsuz ya da ayaksız girmen, iki el iki ayak sahibi olarak sonsuz ateşe atılmandan daha iyidir. 9 Eğer gözün seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu çıkar ve kendinden at. Yaşama tek gözle girmen, iki göz taşıyarak cehennem ateşine atılmandan daha iyidir." 10 "Şu küçüklerden birini aşağı görmemeye dikkat edin. Size belirtiyorum; çünkü onların melekleri göksel Babam'ın yüzüne göklerde arasız bakarlar. 11  12 "Ne düşünüyorsunuz? Bir adamın yüz koyunu olur da bunlardan biri yoldan saparsa, doksan dokuzunu tepelerde bırakıp yoldan sapanı aramaya çıkmaz mı? 13 Doğrusu size derim ki, onu bulunca duyacağı sevinç yoldan ayrılmayan doksan dokuz koyun için duyduğu sevinçten kat kat üstündür. 14 Bunun gibi, göksel Babanız'ın katında şu küçüklerden birinin bile yitirilmesi istenmez." 15 "Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse hemen git, aranızda kendisini eleştir. Dediğine kulak verirse kardeşini kazandın. 16 Yok eğer kulak asmazsa, yanına bir ya da iki kişi al; öyle ki, 'iki ya da üç tanık ağzından her söz saptansın.' 17 Onlara da aldırış etmezse, durumu kilise topluluğuna bildir. Ama kilise topluluğunu da saymazsa, senin için o tanrısız ve gümrük vergisi toplayan biri gibi olsun. 18 "Doğrusu size derim ki yeryüzünde her ne bağlarsanız, gökte bağlanmış olandır. Yeryüzünde her ne çözerseniz, gökte çözülmüş olandır. 19 Doğrusu size yine derim ki, aranızdan iki kişi yeryüzünde dileyecekleri herhangi bir şeyde görüş birliğine varırsa, göksel Babam tarafından bu onlara verilecektir. 20 Çünkü her nerede iki ya da üç kişi benim adıma bir araya gelirse, ben orada onların ortasındayım." 21 Bunun üzerine Petros yaklaşıp İsa'ya, "Ya Rab" dedi. "Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi keze dek mi?" 22 İsa onu yanıtladı: "Sana yedi keze dek demiyorum, yetmiş kez yediye dek diyorum. 23 Bu ilişkide göklerin hükümranlığı krallık eden bir adama benzetilebilir. 24 Adam uşaklarıyla hesaplaşmak istedi. Hesaplaşmaya koyulduğunda ona borcu milyonlarıbulan biri getirildi. 25 Ödeyebilecek güçte olmadığından efendisi kendisinin, karısının, çocuklarının ve tüm varlığının satışa çıkarılarak borcun ödenmesi için buyruk verdi. 26 Uşak onun ayaklarına kapanarak yalvardı: 'Ah ne olur katlan bana; sana tüm borcumu ödeyeceğim.' 27 Efendisinin yüreği ona karşı acıyla doldu ve onu serbest bıraktı, borcunu da bağışladı. 28 "Uşak dışarı çıkar çıkmaz tıpkı kendisi gibi başka bir uşak buldu. Adamın ona yüz dinar borcu vardı. Yakasına yapışıp boğazını sıktı. 'Bana şu borcunu ödesene' diyordu. 29 Kendisi gibi uşak olan adam yere kapanıp ona yalvardı: 'Ah ne olur katlan bana, sana ödeyeceğim.' 30 Ama o uyuşmak eğiliminde değildi. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı cezaevine attırdı. 31 "Arkadaşları olanları görünce üzüntüyle çalkalandılar. Efendilerine varıp tüm durumu anlattılar. 32 Bunun üzerine efendisi uşağı yanına çağırdı. 'Ey kötü uşak!' dedi. 'Sen bana yalvarınca o borcun tümünü sana bağışladım. 33 Ben sana nasıl acıdıysam, senin de kendin gibi uşak olana acıman gerekmez miydi?' 34 Efendi öfkelenip uşağı işkencecilere verdi; kendisine tüm borcunu ödeyinceye dek.. 35 "Siz hepiniz de kardeşinizi gönülden bağışlamazsanız, göksel Babam sizlere öyle davranacak."
İncil — Thomas Cosmades
»