51 İsa toplulukları görünce dağın yamacına çıktı. Oturunca öğrencilerikendisine yaklaştı. 2 İsa konuşmaya başlayarak onlara öğretmeye koyuldu: 3 "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü göklerin hükümranlığı onlarındır. 4 Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar avutulacaklar. 5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeri miras alacaklar. 6 Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. 7 Ne mutlu başkasının acısına ortak olanlara! Çünkü onlar acılarında destek bulacaklar. 8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı'yı görecekler. 9 Ne mutlu barışçılara! Çünkü onlara Tanrı çocukları denecek. 10 Ne mutlu doğruluk yüzünden saldırıya uğrayanlara! Çünkü göklerin hükümranlığı onlarındır. 11 Ne mutlusunuz sizleri aşağıladıkları, size saldırıda bulundukları, benim yüzümden yalan yere size her tür kötüleyici söz söyledikleri zaman! 12 Sevinin ve coşun. Çünkü göklerde büyük armağanınız hazırdır. Çünkü sizlerden önceki peygamberlere de bu yolda saldırıda bulundular." 13 "Sizler yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ne ile ona tuz tadı verilebilir? Artık sokağa atılıp ayaklar altında çiğnenmekten başka hiçbir işe yaramaz. 14 "Sizler dünyanın ışığısınız. Dağ üstünde duran kent gizlenemez. 15 Ne de bir ışık yakıp onu tahıl ölçeği altına koyarlar. Tam tersine ışığı şamdana yerleştirirler; böylece evdekilerin hepsini aydınlatır. 16 Işığınız insanların önünde öyle parlasın ki, sağlıklı işlerinizi görsünler ve göklerdeki Babanız'ı yüceltsinler." 17 "Ruhsal yasayı ya da peygamberleri ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayasınız. Ortadan kaldırmaya değil, ancak bütünlemeye geldim. 18 Doğrusu sizlere derim ki, gök ve yer yok oluncaya dek ruhsal yasadan küçücük bir nokta ya da bir çizgi bile kaldırılmayacaktır. Bildirilen her şey yerine gelinceye dek.. 19 Bu nedenle, bu buyruklardan en küçüğünü bile kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin hükümranlığında ona en küçük denecektir. Öte yandan, kim uygular ve başkalarına da öğretirse, göklerin hükümranlığında ona büyük denecektir. 20 Öyleyse size derim ki, doğruluğunuz dinsel yorumcuların ve Ferisiler'inkinden aşkın değilse, göklerin hükümranlığına girmeyeceksiniz." 21 "Atalara 'öldürmeyeceksin' dendiğini duydunuz. Her kim öldürürse yargılanmayı hak edecektir. 22 Ama ben size derim ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecektir. Öte yandan, her kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, tüm Kurul'akarşı sorumlu tutulmayı hak edecektir. 'Aklı kıt' diyense cehennem ateşini hak edecektir. 23 Bu nedenle, sunakta armağanını sunarken, kardeşinin sana dargın olduğu aklına gelirse, 24 armağanını olduğu yere, sunağın önüne bırak, git önce kardeşinle barış. Ondan sonra dönüp armağanını sun. 25 Sana karşı dava açanla bir arada yola koyulmuşken ivedilikle davranıp onunla anlaş ki, seni yargıca vermesin, yargıç tutuklayanın eline bırakmasın ve cezaevine atılmayasın. 26 Doğrusu sana derim ki, en son meteliğini ödemeden oradan çıkamazsın." 27 "'Evlilik dışı cinsel bağlantıyagirmeyeceksin' dendiğini duydunuz. 28 Ama size derim ki, bir kadına içinden istek duyarak bakan herkes o anda yüreğinde onunla evlilik dışı cinsel bağlantıya girmiştir. 29 Eğer sağ gözün seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu çıkar ve kendinden at. Çünkü senin için bedeninin parçalarından birinin yok olması, tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir. 30 Eğer sağ elin seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu kes ve kendinden at. Çünkü senin için bedeninin parçalarından birinin yok olması tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir." 31 "Denmiştir ki, 'Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin.' 32 Ama ben size derim ki, her kim karısını cinsel uygunsuzluk dışında boşarsa, onu cinsel yolsuzluğa itmiş olur. Her kim boşanmış bir kadınla evlenirse cinsel yolsuzluk yapar." 33 "Yine atalara şöyle dendiğini duydunuz: 'Yalan yere ant içmeyeceksin, Rab'be karşı ant sorumluluğunu yerine getireceksin.' 34 "Ama size derim ki, hiçbir konuda ant içmeyin. 'Ne gök üzerine ant için -çünkü orası Tanrı'nın tahtıdır-' 35 ne de 'yer üzerine'; çünkü orası 'O'nun ayaklarının basamağıdır.' Ne Yeruşalim'e ant iç -çünkü 'yüce hükümranın kentidir-' 36 ne de başın üzerine ant içesin; çünkü sen bir tek kılı bile ak ya da kara edemezsin. 37 Sözünüz kesinlikle 'Evet' ve kesinlikle 'Hayır' olsun. Bunlardan ötesi kötü olandandır. " 38 "'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. 39 Ama size derim ki, kötü kişiye karşı direnmeyin. Tam tersine, sağ yanağına kim vurursa, ona öbürünü de çevir. 40 Eğer biri seninle yargıca gidip gömleğini almak isterse, ona üst giysini de ver. 41 Ve kim sana bir kilometrelik yolu zorla yürütmek isterse, onunla iki kilometre yürü. 42 Senden dilekte bulunana ver ve ödünç isteyeni geri çevirme." 43 "'Komşunu seveceksin, düşmanına da kin besleyeceksin' dendiğini duydunuz. 44 Ama size derim ki, düşmanlarınızı sevin ve size baskı uygulayanlar için dua edin. 45 Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O güneşini hem kötülerin, hem de iyilerin üzerine doğdurur ve yağmurunu hem doğruların, hem de eğrilerin üzerine yağdırır. 46 Çünkü salt sizi sevenleri severseniz ne karşılık bulursunuz? Gümrük vergisi toplayanlarda aynı yolda davranmıyor mu? 47 Eğer yalnız kardeşlerinize esenlik dilerseniz, ötekilerden üstün sayılabilecek ne yapmış olursunuz? Tanrısızlarda aynı yolda davranmıyor mu? 48 Göksel Babanız yetkin olduğu gibi, sizler de yetkin kişiler olun." İncil — Thomas Cosmades