Araçlar Gözat
141 Ve gördüm ve işte, Kuzu Sion dağı üzerinde dur-makta ve O'nunla birlikte, alınları üzerinde kendisinin adı ve Babasının adı yazılmış olan yüz kırk dört bin kişi vardı. 2 Ve gökten, çok suların sesi gibi ve büyük gök gürleme-sinin sesi gibi bir ses işittim; ve çenklerini çalan çenkçi-lerin sesini işittim; 3 Ve tahtın önünde ve dört canlı yaratığın ve ihtiyarların önünde, sanki yeni bir ilâhi söylüyorlar. Ve yeryüzünden satın alınmış olan yüz kırk dört bin kişiden başka hiç kimse o ilâhiyi öğrenemez. 4 Kadınlarla lekelenmemiş olanlar bunlardır, çünkü onlar bakirdirler; bunlar, Kuzu her nereye giderse O'nun ar-dından gidenlerdir. Bunlar, Allah'a ve Kuzu'ya turfanda olarak insanlar arasından satın alınmışlardır; 5 Ve ağızlarında hile bulunmadı; Çünkü Allah'ın tahtı önünde kusursuzdurlar. 6 Ve yeryüzünde oturanlara ve her ulusa ve kabi-leye ve dile ve halka ilân etmek için, sonsuz İncil'e sahip olup göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm; 7 Yüksek sesle diyordu: "Allah'tan korkun ve O'na yüce-lik verin; çünkü O'nun yargı saati geldi; ve göğü ve yeri ve denizi ve sular pınarlarını yaratana tapının. 8 Ve başka ikinci bir melek ardından gelip şöyle diyordu: "Yıkıldı! Bütün uluslara içmek için vermiş ol-duğu kendi zinasının azgınlığı şarabından dolayı büyük Babil yıkıldı!" 9 Ve onları başka üçüncü bir melek izledi; yüksek sesle şöyle diyordu: "Eğer bir kimse canavara ve onun şekline taparsa ve alnı üzerine ya da eli üzerine damgayı kabul ederse, 10 O da, Allah'ın gazabının kasesinde katkısız olarak karıştırılmış olan Allah'ın öfkesinin şarabından içe-cektir; ve kutsal melekler önünde ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecektir; 11 Ve işkencelerinin dumanı çağlar çağına dek yük-selecek; ve canavara ve onun şekline tapanlar, ve onun adının damgasını her kim kabul etmişse, onların gündüz ve gece rahatları yoktur. 12 Kutsalların tahammülü burdadır; Allah'ın emirlerini ve İsa'nın imanını koruyanların tahammülü burdadır." 13 Ve gökten bir ses işittim, bana şöyle diyordu: "Yaz, bundan sonra Rab'de ölen ölülere ne mutlu!" "Evet" diyor Ruh, "ta ki kendi emeklerinden dinlensinler; ve işleri onları izliyor." 14 Ve gördüm ve işte, beyaz bir bulut ve bulutun üzerinde oturan İnsanoğlu'na benzer biri, başı üzerinde bir altın taç ve elinde keskin bir orak vardı. 15 Ve tapınaktan başka bir melek çıktı, bulut üzerinde otu-rana yüksek sesle, "Orağını gönder ve biç; çünkü senin için biçme saati gelmiştir; çünkü yerin ürünü kurumuş-tur" diye bağırdı. 16 Ve bulut üzerinde oturan, orağını yeryüzüne attı ve yer biçildi. 17 Ve gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı; onun da keskin bir orağı vardı. 18 Ve ateş üzerinde yetkisi olan başka bir melek sunaktan çıktı; ve keskin orağı olana yüksek sesle çağırıp dedi: "Keskin orağını gönder ve yerin asmasının salkımlarını topla; çünkü onun üzümleri tamamen olgunlaştı." 19 Ve melek orağını yere attı ve yerin asmasını topladı ve Allah'ın öfkesinin büyük üzüm ezme çukuruna attı. 20 Ve ezme çukurunda üzüm, şehrin dışında çiğnendi; ve atların gemlerine erişecek derecede üzüm çukurundan kan çıktı; bin altı yüz ok atımı uzaklığa kadar.
İncil — Bünyamin Candemir
»